GÜNDEM
CHP medyasına SBK bombası düştü! Yılmaz Özdil’le Uğur Dündar kavgasının arka planında ne var?
Yılmaz Özdil’le Uğur Dündar’ın Artı 1 TV nedeniyle birbirine girmesi önemli bir tartışmayı alevlendirdi. Sedat Peker’in videolarında gündeme getirdiği, gazetecilerle Sezgin Baran Korkmaz arasındaki gizemli ilişkiler ağı CHP’li gazetecilere kadar dayandı. Uğur Dündar’ın başında olduğu ve arkasında Korkmaz’ın ortağının olduğu ortaya çıkan Artı 1’le ilgili ilişkiler ağı dikkat çekiyor…
Nihat Genç’in Veryansın TV’de yazdığı “Uğur Dündar-Yılmaz Özdil kavgası ve Artı 1 olayı” başlığıyla bir yazı kaleme aldı ve kendi şahitliğinden olayın arka planını anlattı.
Sezgin Baran Korkmaz krizi son olarak Sözcü Gazetesi’nden de büyük bir krize neden oldu. Sözcü yazarı Yılmaz Özdil ile çok yakın olduğu Uğur Dündar arasında adeta kıyamet koptu!
Özdil, “Artı 1” isimli kanalının şu anda Avusturya’da tutuklu bulunan Sezgin Baran Korkmaz (SBK) tarafından kurulduğunu veya finanse edildiğini ileri sürdü. Kanalın kurucuları arasında yer alan Uğur Dündar ise bu suçlamaya ateş püskürdü. Apar topar bir televizyon kanalına çıkarak iddialara yanıt verdi ve Özdil’e “Benim cenazeme gelmeyeceksin. Yazıklar olsun sana, yerin dibine gir. Benim için Yılmaz Özdil defteri kapanmıştır” diye konuştu.
Uğur Dündar’ın gazabından payını alan Özdil ise geri adım atmadı, “SBK iddianamesinde yazılanları sordum, Tele1’de değerli ağabeyim Uğur Dündar’la Tuncay Mollaveisoğlu beni eleştiriyor, sormayayım o halde…” diyen Sözcü yazarı “Neticede kanal kiminmiş?” diye sorarak okların Uğur Dündar’a dönmesini sağladı.
Sezgin Baran Korkmaz ipliği sökülünce medya ayağı günlerdir sökün etmeye başladı ortaya çıkanlar milleti hop oturtup hop kaldırıyor!
Dün Akşam Tele 1’de Uğur Dündar ile Yılmaz Özdil arasında hakikaten çok çok sürpriz sert bir kavga yaşandı.
Yılmaz Özdil’in söylediklerini açarak-açıklayarak söylüyorum, tweetinde şunları söyledi: Sezgin Baran Korkmaz kimlere TV kurdurttu? Güvenilir gazeteciler bu TV’de çalıştıkları halde neden bilmezden geliyorlar!
Ve kıyamet koptu, Uğur Dündar Tuncay Mollaveisoğlu’yla yaptığı Tele 1 canlı yayın programında, küplere bindi, mezarıma gelme, adam değilsin diye, şaşırtıcı şekilde öfkeyle hatta ağzından kan sıçratarak konuştu.
Tabii kamuoyunda kanki kardeş çok yakın arkadaş bilindikleri için Uğur Dündar-Yılmaz Özdil kavgasıyla twitter alemi çok üzüldü, yer yerinden oynadı, insanlar neye uğradığına şaşırdı.
Konunun Nihat Genç’le ilgili tarafı çok fazla, bir daha kısacık özet geçeyim.
Ortalıkta henüz Sedat Peker videoları yokken yayınladığım konuşmalarımda, ‘Sezgin Baran Korkmaz’ın yemlediği beslediği gazeteciler var neden herkes bildiği halde tek kimse çıkıp söylemiyor’ dedim.
Ve bu manalı sessizliği diğer konuşmalarımda da tekrar tekrar söyledim. Bir ‘Karslı gazeteciler’ kavramı var, dedim, ‘Sezgin Baran Korkmaz’a övgüler düzen gazeteciler var’ dedim.
Ben bu lafları defalarca söylerken o günlerde kamuoyu anket şirketi bir anket yapmış, sonuç bütün medyada yer aldı, Türkiye’nin en güvenilir gazetecileri şunlar şunlar, diye.
Ben de ertesi programda kaldığım yerden dalgamı geçerek devam ettim, yahu, madem Türkiye’nin en güvenilir gazetecisiniz Sezgin Baran Korkmaz’ın beslediği gazetecilerin adlarını söyler misiniz?
Yani Yılmaz Özdil’in bugün söylediğini aylar önce söylemiştim.
Olayı anlatmadan. Tuncay (Mollaveyisoğlu) efendi dürüst temiz bir çocuktur, şahidi ve kefilim. Uğur Dündar’la hiç bir sorunum yok, sadece, CHP Ekmeleddin’i destekleme kararı alınca, ağzıma geleni söyledim ve papaz olduk. Çünkü Dündar ‘Ekmeleddin’i desteklemeyenler evine bir daha Atatürk posteri asmasın’ diye yazdı. Oda TV yönetimi benim yazılarıma cevap veren Uğur Dündar’ı korudu ve çarşaf çarşaf açıklamalarını özür de dileyerek manşetten verdi. Yani Nihat Genç Oda TV’de on yıllardır beş kuruş para almadan en çok yazısı çıkan bir yazar olmasına rağmen ‘kriminalize’ ve ‘marjinal’ bir görüntüye sıkıştırıldı. Ve Uğur Ağbi’nin yaralı gururu manşetle tedavi edildi. Şimdi? Bugün ortalık patladı. Ekmeleddin’in hata olduğunda bütün muhalefet hem fikir hem de Sezgin Baran Korkmaz olayında çarşaflar dökülünce milim santim hatalı tek kelimem olmadığı ortaya çıktı, yani boş konuşmamışım.
Yılmaz Özdil’le de bir derdim yok, Özdil, hakkını verelim CHP tasfiye edilip HDP sempatizanları ve açılımcılar ve liberaller partiye doldurulurken de itiraz eden yazılar yazmıştı. Ancak hal bu iken, gün geldi, birden direksiyon kırdı Kaftancıoğlu’nu ve PKK’lı bir zatı efsaneleştiren övgü dolu yazılar yazdı. Beynimize yıldırım düşmüş gibi. Biz de şaşkınlık hissiyle hop beyler bu ne ayak diye karşı yazılar yazdık, derken papaz olduk. Bir de malum çok abartılı fiyatıyla Atatürk kitabını kamuoyu gibi biz de eleştirdik. Sonuç, kötü olduk, muhalif internet siteleri ve kanallarında adımızın çıkması yasaklandı. Ve sonra bu ağbilerin alayı bin dairesi olan laz müteahhit İmamoğlu’na destek kararı alınca, ipleri hepten koparttım ve cebimizde kamera ve ışık alacak beş kuruş yok arkadaşlarımızla Veryansın Tv sitesini kurma kararı aldık.
Gelelim olaya, tarihlerde yanlışlık olabilir, Halk TV çökmüş çalışanlar Halk TV’nin duvarlarında asılan posterleri dahi yağmalayıp terk ediyor. 2011-12 olabilir, konuşacak yer yok. Açız. Binlerce subay içerde ve dışarda vahşi iddialara karşı çıkacak subay ve gazetecilerin onurlarını sahiplenecek kanal yok. Yoktan var etmeliydik, çok arkadaş içeri düştü, dışarda yalnız kaldım, yüzlerce program binlerce yazıyla meydan okuduk, tarifsiz izlenme oranlarına kavuştuk. Panikle Halk TV’yi yeniden yayına geçirelim telaşına girdik, uzun ve başka hikaye. Tuncay (Mollaveyisoğlu) geldi, ağbi, dedi, Halk TV nereden baksak parti televizyonu, bize yakışmaz, sen bir yere gitme, bir TV kurma teklifi var, birlikteyiz. Ve bir yıl aç bilaç arada buluşup TV ne zaman kurulacak diye acı acı bekleşiyoruz.
Derken Artı 1 adında TV kuruldu, işin başında varım, söz almış söz vermişim bir yıldır bekleyip bir yere gitmemişim. Yayın ekibine baktım Uğur Dündar gibi isimler de var ama çok kıllandım, benim için asla olmayacak liberal tipler de var. Tuncay’ı aradım. ‘Tuncay, beni niye sattın, niye benim adım yok’ dedim. Aylarca yıllarca telefona cevap gelmedi. Çok sonra Artı 1 ellerinde patlayınca bir mesajı geldi, ‘ağbi anladın mı şimdi tepedekiler istemiyor.’ Tepedekiler kim, Erdoğan Toprak adı çokca geziyordu. Sonra toplantıda bulunan gazetecilerden öğrendik bu liberal ekip ilk toplantılarında Nihat Genç ismi asla olmayacak diye şart koşmuşlar! Ve Ekim Alptekin adında uluslararası şaibeli bir isimden (Radikal yazarı Aslı Aydıntaşbaş’la da bir ara evlilik yaptı) sözediliyordu. Bu gelişmeler bize Amerika’yla CIA’yla Fetö’yle ve CHP’deki liberal tayfayla Artı 1 TV arasında çok sıkı ilişkiler olduğu gerçeğini öğretti. Sezgin Baran Korkmaz adına çalışan isimleri de orada tanıdık, ipin ucunu oradan sürmeye çalışıp bugüne geldik.
Uğur Dündar’ın bu olayda bir suçu günahı yok ama bir etik problem var. Sadece Artı 1’de patron kimlerdi merak etmeliydin ve çok sonra madem güvenilir gazetecisin neden arkadaki patronaj yapıyı merak edip sormadın diye imayla üstüne gidiliyor, olay bu.
Ve açık açık yazdık söyledik. Gün gelip kara para efsanesi Sezgin Baran Korkmaz adı fakirlerin yanında hayırsever ince kalpli ne büyük adam gibi çıkmaya başlayınca kamuoyundan çok önce bu ilişkiler ağındaki isimler yaşadıklarımızla çoktan bizim bilgimiz haline geldi. Ve ekrana çıkıp nara ata ata ‘ey güvenilir gazeteciler, bildiğiniz halde niye söylemiyorsunuz, kimdir bu gazeteciler’ diye konuşmaya başladım. Ki, bugün adı açığa çıkan FETÖ irtibatlı bir gazetecinin adını verdiğim için gücümün çok üstünde tazminat da ödedim. Ve ama, Sedat Peker Veyis Ateş senin kaydın var ifşasını yapana kadar kamuoyunda tık çıkmadı, kimse tek bir isim vermedi.”