Connect with us

DİKKAT ÇEKEN

Kovid-19’un diğer adı: ‘Sessiz devrim’ ya da ‘dijital darbe’

Son Guncelleme:

Batı’nın ideoloji/inanç eksenli yürüttüğü/çıkardığı tüm savaşlar, nihayeti itibarıyla daha fazla zenginleşmeyi hedefleyen, kendi zenginlerini ortaya çıkaran ya da daha da zenginleştiren bir kaynaklar ya da talan savaşıdır.

“Dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözünü duymayan kalmamış olsa gerek. Yeni tip koronavirüs salgınıyla (Kovid-19) birlikte bir kez daha sıklıkla duyduğumuz bu ifade tarihsel dinamizmin ta kendisidir ve neredeyse tüm dönüm noktalarında, kırılmalarda, jeopolitik/stratejik depremlerde yaşanan ve aslında tek bir kelimeyle ifade edilebilecek bir gerçekliğe işaret eder: Değişim.
Önümüzdeki süreçte siyasetçiler ile sermaye kesimleri arasında bir güç mücadelesi kaçınılmaz hale geleceğe benziyor. Sermayenin kendi içinde de baş gösteren bu mücadelede Darwinist kurallar geçerli; temel olarak en güçlü olanın hayatta kalacağı anlayışı.
Peşinen söylemek lazım: Çok farklı bir devrim sürecinden geçiyoruz. İnsanlar bu sefer sokaklarda değil, tam aksine evlerinde ve otoriteye tam teslim olmuş haldeler. Giyotinin yerini bir virüs almış vaziyette. Halk “2B”nin (belirsizlik ve bekleme) gerginliğini sonuna kadar yaşıyor. Sokakların da teslim olduğu bir “sessiz devrim”e hep birlikte şahitlik ediyoruz ve bu süreçte gözler bir kez daha küresel sermayede. Yaşananların birinci derecede müsebbibi olarak onlar gösteriliyor.
Devletlerin büyük ölçüde belirleyici olduğu önceki sanayi devrimlerinden farklı olarak, bu sefer küresel sermaye ya da küreselleşmiş burjuvazi -buna dijital burjuvazi de diyebiliriz- başlı başına gücü elinde tutmak istiyor. Küreselleşmiş dijital burjuvazi, bir anlamda Fransız İhtilali’nde yarım kalmış işini, Amerikan Devrimi’ndeki tecrübesiyle birleştirmek suretiyle hayata geçirmek ve güce mutlak manada sahip olmak istiyor.

Kopyalamayı desteklemiyor...